25 Şubat 2017 Cumartesi

NEREDEYİZ

Geçmişin keşkeleriyle, geleceğin kaygılarıyla an'ı yaşamayı unutuyor insan. Oysa tek yaşadığımız an, içinde bulunduğumuz andır.. Geçmiş adı üstünde. Geçmişte kalmış. Bir daha geriye dönüp aynı şeyleri yaşayamayacağız. Yaşanan her şey mazinin tozlu sayfalarına kaydedilmiş. On yaşıma geri dönüp çocuk olamıyorum. Bisikletimden düşüp dizimi kanatamıyorum. Ya da siyah önlüğümü giyip tebeşir tozu yutamıyorum. "Ya da" diye başlayan bir sürü cümle kurulur geçmişin üstüne. Geleceğin ise geleceği meçhul. Ne yaşayacağımızı bilmeden ya yaşarsak diye hayıflanmanın, kaygılanmanın bir yararı var mı? Ben bir yararını göremedim.

Acaba işim olacak mı? Acaba beni seven bir eşim, çocuğum olacak mı? Acaba mutlu olacak mıyım? Acaba seneler sonra da, ellerim titrerken hâlâ yazıyor olacak mıyım? Ve "acaba" ile başlayan cümleleri de çoğaltabilirsiniz kendinizce. Oysa geçmişe takılı kalıp keşkelerle vakit öldürmek ya da gelecek kaygısıyla acaba ne olacak endişesiyle sabrımızı tüketmek, içinde bulunduğumuz an'ın katili oluyor. Oysa gerçekten yaşadığımız an, şu içinde bulunduğumuz an'dır. Ve an'ı kaçırırsak ona da geçmiş deriz. Öyle diyeceksek sahi biz NEREDEYİZ?    

2 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Yorumun için teşekkür ederim.Vakit kendimizi bulup,an'ı yaşama vakti.😃

      Sil