25 Mayıs 2020 Pazartesi

BAYRAM

 Bin bir heyecanla alınan bayramlıkları ütüleyip özenle yatağın kenarına asardım. Ayakkabılar yeni alınmışsa parlatıp başucuma koyardım. Tatlı bir heyecanla uyumaya çalışır ama uyuyamazdım. Yeni alınmış elbiseme sarılıp öper, öyle yatardım. Eteklerimin boyu hep uzun olurdu seneye de giyer mantığıyla. Pantolon alınmışsa eğer beli bol gelirdi hep yine aynı düşünceyle. Ayakkabılar birkaç sene idare etsin diye bir-iki numara büyük alınırdı. O yüzden üzerime tam oturan bir kıyafetim olmadı hiç sadece o sene giyebileceğim. Ya da ayağımdan çıkmaya çalışmayan bir ayakkabım..

19 Mayıs 2020 Salı

RAFADAN TAYFA

 Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, bir rafadan tayfa ekibi varmış mahallenin birinde. Bu ekibe çok yakında biri daha katılacakmış, yeni komşu Nesrin.

Akın, oyun alanına doğru giderken mahalleye yeni taşınan birileri olduğunu görmüş. Hemen "Bir şeye ihtiyaçları var mı sorayım" diye geçirmiş aklından. Ne de olsa komşu olacaklarmış, tanışmaları lazımmış. Hemen yanlarına gitmiş ve  "Kolay gelsin, yardıma ihtiyacınız var mı?" demiş. "Benim adım Akın, bu mahallede yaşıyorum" diye eklemiş. Nesrin elini uzatmış "Merhaba, benim adım Nesrin" demiş ve sonra da kardeşini tanıtmış. Ayaküstü biraz sohbet ettikten sonra ufak tefek eşyaların taşınmasına yardım etmiş Akın..

13 Mayıs 2020 Çarşamba

KOKOREÇÇİ İSMAİL EFENDİ

 Özel sos ve baharatlarla hazırlayıp kendine has ilginç hareketlerle kıydığı kokereçin çığlıkları kulaklarımda, tadı ise damağımda.. Köşe başındaki kokoreççi dükkanını çalıştıran İsmail Efendi'den bahsediyorum. Kendisi dükkanın iğne atsan yere düşmez misali olduğu zamanları özler oldu bugünlerde. Şimdi dükkanında oturup sinek avlayan İsmail Efendi bu durumdan hiç de memnun değil. Arada yan komşu İzzet Efendiyle oynadıkları tavla  olmasa boş oturmaktan, sıkıntıdan patlar durumda. Neyse ki İzzet Efendi var da ortam biraz şenleniyor..

1 Mayıs 2020 Cuma

GECE...

 Gece perdesini çekmişken yeryüzüne holden sızan ışığa ayak uydurmaya çalışan bir ben var benden öte benden ziyade.

Karanlık bir gecenin orta yerinde ışıkla buluşmanın hazzıydı beni kendime getiren. Küçük kar tanelerine karışan ruhumun yansımalarıydı kendi gölgesine sarılıp düşen. Yeniden doğmanın adresiydi karla kaplı yollar. Baharın müjdeleyicisiydi kapıya dayanıp kazma kürek yaktıran kara kış.. Ve bilmem ki bu kaçıncı çırpınış...