Bir varmış, bir yokmuş. Develerin tellal, pirelerin berber olduğu zamanlarda bir dağ köyünde Nesrin adında küçük, sevimli bir kız yaşarmış. Beş koyun, üç keçi, iki inek, dört kardeş, anne, baba derken kalabalık bir ailelermiş. Nesrin henüz üç buçuk yaşındaymış. Ama şimdiden doğaya aşinaymış.
Babasıyla birlikte hayvanları otlatmaya götürür, kırlarda keçilerle yakalamaca oynarmış. İnekler biraz gözüne büyük göründüğü için onlardan çekinir, yanlarına pek yaklaşmazmış. Koyunlarla birlikte koyun koyuna yatarmış. Mis gibi dağ havasını içine çekip kırlarda yuvarlanırmış. Karnı acıkınca annesinin hazırladığı azıktan baba-kız afiyetle yerlermiş. Babası yerli Heidi diye severmiş kızını.
22 Mayıs 2018 Salı
18 Mayıs 2018 Cuma
RAMAZAN ŞERBETİ
Türlü türlü meyvelerin tarçın ve karanfille buluşup şerbete dönüştüğü, kokusunun buram buram evin içine doluştuğu maziye ait bir Ramazan diyarından geliyorum ben..
Burada, her akşam başka bir komşuda iftarlar yapılırdı. Ramazan boyunca komşular birbirini dolaşır, hep birlikte bayramın gelmesi müjdelenirdi. Fırınların önünde uzayan pide kuyruklarının ayrı meşakkati olsa da sıcacık, tazecik pideye kavuşunca bütün sıkıntı biterdi. Çocuklar tekne orucuyla öğlen iftar yaparken, evlerde iftar hazırlıkları başlardı. Güzel telaşlar idi bunlar. İftara kavuşunca bütün yorgunluk biterdi. İftarda yapılan muhabbetler hep şerbet tadında olurdu..
Burada, her akşam başka bir komşuda iftarlar yapılırdı. Ramazan boyunca komşular birbirini dolaşır, hep birlikte bayramın gelmesi müjdelenirdi. Fırınların önünde uzayan pide kuyruklarının ayrı meşakkati olsa da sıcacık, tazecik pideye kavuşunca bütün sıkıntı biterdi. Çocuklar tekne orucuyla öğlen iftar yaparken, evlerde iftar hazırlıkları başlardı. Güzel telaşlar idi bunlar. İftara kavuşunca bütün yorgunluk biterdi. İftarda yapılan muhabbetler hep şerbet tadında olurdu..
15 Mayıs 2018 Salı
BLOG MUHASEBESİ | MİM
Güzel bir mim seferberliği görmüştüm bloglarda. Sevgili Yıldız ve Deepinside beni mimlemiş. Bana da davete icabet etmek düştü. Herkese keyifli okumalar dilerim..
BLOG ALEMİNE NASIL GİRDİN?
2017 yılı Ocak ayında eşimin desteğiyle oldu. Yazdıklarımı paylaşmanın güzel olacağını düşündük. İyi ki öyle düşünmüşüz. Eşime de desteği için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
HANGİ BLOG SANA İLHAM OLDU?
Aslında şu blog ilham oldu diyemeyeceğim. Ama ilham kaynağım siz değerli okuyucularım oldunuz. Yorumlarınızla bana ilham veriyorsunuz zaten. Size de ayrıca teşekkür ederim.
BLOG ALEMİNE NASIL GİRDİN?
2017 yılı Ocak ayında eşimin desteğiyle oldu. Yazdıklarımı paylaşmanın güzel olacağını düşündük. İyi ki öyle düşünmüşüz. Eşime de desteği için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
HANGİ BLOG SANA İLHAM OLDU?
Aslında şu blog ilham oldu diyemeyeceğim. Ama ilham kaynağım siz değerli okuyucularım oldunuz. Yorumlarınızla bana ilham veriyorsunuz zaten. Size de ayrıca teşekkür ederim.
13 Mayıs 2018 Pazar
11 Mayıs 2018 Cuma
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ | NANCY H. KLEINBAUM
Geleneklere olan bağlılığı ve katı disiplin kurallarıyla ünlü Welton Akademisi'nin öğrencilerinin okul ve yatakhane arasında geçen tekdüze hayatları yeni edebiyat öğretmenleri John Keating'in okullarına gelmesiyle bir anda değişir.
İyi birer üniversiteye girmeleri için onları çok yoğun bir tempoda çalışmaya zorlayan öğretmenlerinin ve ebeveynlerinin aksine bu ele avuca sığmaz adamın onlardan tek bir isteği vardır: Anı yaşamaları ve hayatlarını olağanüstü kılmaları..
İyi birer üniversiteye girmeleri için onları çok yoğun bir tempoda çalışmaya zorlayan öğretmenlerinin ve ebeveynlerinin aksine bu ele avuca sığmaz adamın onlardan tek bir isteği vardır: Anı yaşamaları ve hayatlarını olağanüstü kılmaları..
4 Mayıs 2018 Cuma
SEVGİLİ DEEPTONE
Sen ki;
Küçücük yüreğinde kocaman sevgiler biriktiren,
kimin derdi varsa halletmek için çabalayan,
hal-hatır sormayı da ihmal etmeyen,
mahalleye yeni taşınanlara hemen yardıma koşan,
sade ve derin yaşayan,
yazdıklarıyla, yaşadıklarıyla samimiyeti buralara kadar uzanan,
yüzünü görmeden, sesini duymadan varlığı hissedilerek sevilen,
bazen bir şarkı, bir film, bir kitabın arasına gizlenen,
blog mahallesinin sevgili komşusu, muhtarı, bekçisi olan güzel insan;
Küçücük yüreğinde kocaman sevgiler biriktiren,
kimin derdi varsa halletmek için çabalayan,
hal-hatır sormayı da ihmal etmeyen,
mahalleye yeni taşınanlara hemen yardıma koşan,
sade ve derin yaşayan,
yazdıklarıyla, yaşadıklarıyla samimiyeti buralara kadar uzanan,
yüzünü görmeden, sesini duymadan varlığı hissedilerek sevilen,
bazen bir şarkı, bir film, bir kitabın arasına gizlenen,
blog mahallesinin sevgili komşusu, muhtarı, bekçisi olan güzel insan;
1 Mayıs 2018 Salı
KIRMIZI PABUÇLAR
Beyaz dantelli çorapların büyüsüne kapıldığım bir çocuk diyarından geliyorum ben. Kırmızı pabuçlar da ne güzel yakışırdı beyaz çorabın üstüne. Kırmızı puantiyeli, karpuz kollu, kabarık etekli elbisemle bayram çocukları gibi şen şakrak çoşardı yüreğim..
Mahalle parkına doğru sevinç çığlıkları ata ata koşarken bir yandan pamuk şekerini yanaklarıma değdirmeden yemeğe çalışırdım. Parka varana kadar şekerim bitmiş olurdu. Annem sıkı sıkı tembihlerdi. "Parka giderken yiyecekle gitme. Çocukların canı isteyebilir. Herkese yetecek kadar varsa paylaş, yoksa oradan uzaklaş!" derdi. Ben uzaklaşmayı tercih ederdim.
Mahalle parkına doğru sevinç çığlıkları ata ata koşarken bir yandan pamuk şekerini yanaklarıma değdirmeden yemeğe çalışırdım. Parka varana kadar şekerim bitmiş olurdu. Annem sıkı sıkı tembihlerdi. "Parka giderken yiyecekle gitme. Çocukların canı isteyebilir. Herkese yetecek kadar varsa paylaş, yoksa oradan uzaklaş!" derdi. Ben uzaklaşmayı tercih ederdim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)