31 Ekim 2020 Cumartesi

KADİM DOST

 Ateşle suyun buluşmasıydı onlarınki. Ateş mi suya direnirdi, su mu ateşe, bilinmez. Önce sessizce yaklaşır. Sonra yüreği yangın yerine düşmüş gibi kaynamaya başlardı usul usul. Bu kaçıncı mevsimin, kaçıncı hüznün demlenmesiydi acaba? 

Ondaki tevazu kimsede olmazdı. Hafifçe başını öne eğer ikramını sunardı tüm ihtişamıyla. Misafirperverdi. İkramda kusur etmezdi. Yılların biriktirdiklerini içinde saklar kimselere söylemezdi. Söyleyeceklerini de süzgeçten geçirip öyle söylerdi. Sohbetine doyum olmaz, kimse başından ayrılmak istemezdi..

10 Ekim 2020 Cumartesi

MERDİVEN

 Bin yüz elli basamaklı merdivenin bilmem  kaçıncı basamağında sonbahar yapraklarının turuncaya çalan renkleri arasında buldum seni. Yorgunluktan dilim damağıma yapışmış olsa da önce bir soluklanmak istedim yanı başında. Sonra öyle naif boynunu bükmüş uzatırken suyunu bana doyasıya içip bu taş çeşmeyi yaptıranın ruhuna Fatiha yolladım. Ah bu çeşmenin suyu beni kendime getirdi. İçimi ferahlattı sanki. Daha yolumuz uzun diye düşünürken tekrar basamaklara yöneldim.

Az ötede iki kız çocuğu bin yüz elli basamaklı merdivenin bilmem kaçıncı basamağında bezden bebekleriyle yere örtü sermiş evcilik oynuyordu. Biraz önce de merdiven başında bir yaşlı çift pazar torbalarını basamaklara bırakmış dinleniyordu. Yüklerle merdiven çıkmak oldukça zor. Sarman kedi bile yoruluyor bizim basamakları çıkarken..