Mahalle parkına doğru sevinç çığlıkları ata ata koşarken bir yandan pamuk şekerini yanaklarıma değdirmeden yemeğe çalışırdım. Parka varana kadar şekerim bitmiş olurdu. Annem sıkı sıkı tembihlerdi. "Parka giderken yiyecekle gitme. Çocukların canı isteyebilir. Herkese yetecek kadar varsa paylaş, yoksa oradan uzaklaş!" derdi. Ben uzaklaşmayı tercih ederdim.
Bugün parka gelmeden pamuk şekerim bittiğine göre gönül rahatlığıyla oynayabilirdim. Koşar adımlarla kaydırağa yöneldim. Merdivenlerden yukarı çıktığımda iki kaydırak vardı: Turuncu ve mavi. Ben turuncuyu seçtim. Dönemeçli yollardan inermişçesine bıraktım kendimi.
Yerden kalktığımda salıncaklara bir göz attım. Biri boştu. Hemen koşup yerleştim. Sonra da sallanmaya başladım. Bir yandan da bulutlara göz kırpmayı ihmal etmiyordum. Salıncakta sallanmak bana gökyüzüne ulaşma hissi veriyordu. Bu his beni çok mutlu ediyordu. Oradan inip tahterevalli ile tepelere çıkmalar da ayrı keyifliydi. Ama hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Parka veda vakti geliyordu sanki.
Beyaz dantelli çoraplarım artık beyaz değildi. Kırmızı pabuçlarımın üstündeki toz bulutu onun rengini gizliyordu. Hele kırmızı elbisemin beyaz puantiyeleri artık griye dönmüştü. O da görevini başarıyla tamamlamış, parktaki kaydırakların tozunu almıştı. Eve gelip aynaya baktığımda sanki yüzümün rengi de bir değişik gözüktü gözüme. Neyse ki herşeyin bir çaresi vardı. Ve kirlenmek güzeldi. Yeter ki kalplerimiz kirlenmesin. Zira o kirlenince çamaşır suyu da kâr etmiyor...
çok güzel anlatmışsınız, kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilCıvıl cıvıl bir yazı olmuş. Bitiriş cümlene de bayıldım. Kalemine sağlık
YanıtlaSilYeter ki kalpler kirlenmesin..
YanıtlaSilEline sağlık
Onun kirini arındırmak zor. Teşekkürler:)
Silİlk paragrafı defalarca okudum ben, çok güzeldi çok..
YanıtlaSilBenim de kırmızı papuçla ilgili bir anım var.Uzun süre bekleyip kırmızı papuçları aldırmıştım.Bayram günü ise üzerindeki tokası düşmüş,çok üzülmüştüm :( Sizin de yazınız sıcacık olmuş :) Teşekkürler :)
YanıtlaSilDemek ki birçok insanın hayatına giriyor kırmızı pabuçlar. Ama sizinkinin tokasının düşmesine üzüldüm:( Çok teşekkür ederim.
SilYine de şanslısınız böylesine güzel hatırlanabilecek bir çocukluk yaşadığınız için...
YanıtlaSilUmarım bütün çocuklar şanslı olur.:)
SilNe güzel anlatmışsınız tekrar çocuk olup o zevkleri yaşamak istedim :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Çocukluk ayrı güzel:)
SilKaleminize sağlık resmen.
YanıtlaSilGökyüzüne ulaşma hissi bir tek ben de değilmiş.. :D Kalpler dilerim kırılmaz.... Desem bile istenmeden ya da "herkesin kendinden yana" olması sebebiyle kalpler tuzla buz olur...
YanıtlaSilYalnız değilsiniz:) Evet,oluyor maalesef öyle şeyler...
SilYaaa🙈biran çocuk olasım geldi🌸gerçi hala kendimi büyümüş hisetmiyorum ama içimizdeki çocuk hiç büyümesin😊💜
YanıtlaSilAsıl sorun içimizdeki çocuğun büyümesi ya da ölmesinde zaten. En doğrusunu yapıyorsunuz bence:)
SilNe güzel anlatmışsın bayram seviçlerimizi. Yüreğine kalemine sağlık
YanıtlaSilay kırmızı papuçlar, herhalde tüm küçük kız çocuklarının çok sevdikleri değerli kırmızı papuçları olmuştur:)) harika bir anlatım yine elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilSanırım öyle.:)Çok teşekkür ederim...
SilÇocuk olmak nasıl güzel :) Şimdilerde bahçesiz dört duvar arası apartman hayatlarına mahkum edilmiş çocuklar kirlenmeyi de bilmiyor ne yazık ki :(
YanıtlaSilÇocukluğun ayrı güzelliği var tabii:)
Sil"Yeter ki kalplerimiz kirlenmesin" ne kadar da haklı bir cümle. Ah herkes keşke çocuk kalsa diyemiyorum ancak, içimizdeki çocuğu unutmadan yaşayabilsek her şey daha güzel olacak gibi :) Kalemine sağlık
YanıtlaSilEvet, öyle olsaydı güzel olurdu:) Teşekkür ederim...
SilBenim de pembe pabuçlarım vardı giymelere kıyamadığım:)Keyifle okudum ne hoş bir anlatım olmuş..Yeter ki kalplerimiz kirlenmesin❤
YanıtlaSilPembe gönlüm sende gibiymiş demek ki sizinkisi. Çok teşekkür ederim.Tabii kirlenmesin kalplerimiz:)
Silooooy kalp domestosu yok diyosuuuun :)
YanıtlaSilEvet,öyle:)
Silİçten ve güzel, kalemine sağlık.
YanıtlaSilÇok samimi :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ...
SilBenimde böyle kırmızı pabuçlarım vardı. O kadar çok severdim ki paramparça olana kadar giymiştim. Beyaz çorap ah o beyaz çoraplar. Ama dediğin gibi beyaz çorabın kirlenmesine çare varda kirlenen, taşlaşmış yüreklere bırak çamaşır suyunu tuz ruhu bile kâr etmez.
YanıtlaSilKırmızı pabuçları ayrı bir güzelliği var. Evet, yeter ki kalplerimiz kirlenmesin.
SilÇok güzel bir yazı, elinize sağlık:) Resimdeki gibi kırmızı ayakkabıları da çok severim:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
SilBen de çok severim.:)