Valizim toplu duruyor bir köşede. Radyoda gitmem gerek bu şehirden şarkısı çalınıyor. Her gidiş bir parça hüzünlendirse de beni bu kez öyle olmuyor. Belki de ilk kez mutlu ayrılıyorum buradan. Yanıma fazla birşey almıyorum. Bir valizlik hayatım var zaten içine bolca umut doldurduğum. O beni gittiğim yerde paşalar gibi yaşatır diye düşünüyorum..
Aslında geriye dönüp bakmayı sevmem. Ama ilk defa merak edip kafamı çeviriyorum. Geride bıraktığım hiçbir güzel anı yokmuş diyorum. İyi ki gitme kararı almışım diye kendimi tebrik ediyorum.
Sonra da umut dolu valizime yüklenip istasyona kadar yürüyorum. Valizim, ağır değil. Yüklerin altında kalmak istemem çünkü. İstasyon da uzak değil; hemen köşeyi dönünce karşıma çıkıyor.
Ilık rüzgarın esintisi yüzümü yalarken dilimde yine aynı şarkı: Gitmem gerek bu şehirden. Böyle diye diye istasyona varıyorum.
Trenimi bulup önce valizimi yerleştiriyorum sonra kendimi. Yanıma içinde bulmacası olan bir gazete, bir kitap, bir şişe su ve bir parçadan fazla umut alıyorum koltuğuma yerleşirken.
El sallayacağım biri yok geride. Ama yine de camdan bakıyorum sevdiklerini uğurlayanlara. Ben de el sallamaya başlıyorum kime salladığımı bilmeden. Kimse yadırgamıyor. Herkes bir başkasının yolcusu sanıyor besbelli. Sonra trenin kalkış düdüğü duyuluyor. Dumana karışmış kareler yansıyor pencereme. Anlaşılan tren gözden yitene kadar el sallamaya devam edecekler. Ben de katılıyorum bu sahneye. Tren istasyonu görünmez oluncaya kadar el sallamaya devam ediyorum.
Önüme dönüp gazetemi açıyorum. Cebimde hazır bekleyen kalemimi çıkarıp bulmacama başlıyorum. Çengel bulmaca biraz zor mu ne? Resimdeki sanatçıyı tanımıyorum mesela. Anlamını bilmediğim kelimeler çıkıyor karşıma. Ah yanımda keşke bir sözlük olsaydı diye hayıflanıyorken Google Amca geliyor aklıma. Çengelden sıkılınca sudoku bölümüne geçiyorum. Sayılarla oynamak daha eğlenceli geliyor bana.
Bir ara karnımdan garip sesler geliyor. Sanırım açıkmışım. Hemen özenle hazırladığım yol azığı sandviçimi çıkarıyorum ve sessizce yiyorum. Karnım iyice doyunca kitabımı alıyorum bu kez elime. Şiirlerin ve hayallerin arasında kayboluyorum. Bir ara göz kapaklarımın indiğini hissediyorum. Ama gerisini hatırlamıyorum. Sonra hayâl meyal bir el dokunuyor son istasyona geldiğimizi hatırlatan...
çok hoş çok tatlı. valla karşı koltukta seni seyrediyor gibi okudum. tren yolculuğu çok hoş hem de çok edebi :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Tren yolculuğunun ayrı bir güzelliği var.:)
SilBulmacalı, kitaplı güzel bir yolculuk olmuş. Üstelik trenle. En güzel yolculuk trenle yapılır malum :)
YanıtlaSilTeşekkürler... Bence de:)
SilBazen çözüm yalnızca 'gitmek' oluyor sahiden :) Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKalmak ya da gitmek: İşte asıl sorun bu.:) Teşekkür ederim.
Silvav çok güzeldi gerçekten yüreğine kalemine sağlık canım benim bir devam olsa çokta güzel olur bu :)...bir solukta okudum okurken insanın gözleri dolduran bir yazı olmuş gerçekten tekrar yüreğine kalemine sağlık canım benim sevgiler ...bu arada bloğun yeni hali de çok güzel olmuş :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için.:) Sevgiler...
SilGüzel bir yazı olmuş.Kalemine sağlık.Benimde şu İstanbul'dan trenle kaçasım geliyor bazen.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Sanırım bazen herkesin kaçası geliyor.:)
Silçok güzeldi okuması bu arada su doku bulmacadan asla anlamıyorum :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Siz de çengel çözersiniz.:)
SilKalemine sağlık
YanıtlaSilÇocukluğum trenlerde geçti ve halen daha çok severim. Giderken beni de götürsene :)
YanıtlaSilTrenlerin ayrı bir güzelliği var. Neden olmasın?:)
Silİç sesimmiş gibi bir çırpıda okudum, ne güzeldi.. Vallahi bir trene atlayıp sınırsızca gitmeler gerek bize :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Bazen herkese gerekiyor gitmeler.:)
SilYazınızı okuyunca benimde aklıma eski bir şarkı sözü geldi; "Buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor". Gitmek, keşke hep böyle kolay ve güzel olsa ...
YanıtlaSilHalen okuma fırsatı bulamadığım, Jean-Luc Nancy’ nin Gitmek/Yola Çıkış adlı kısacık kitabın arka kapağından küçük bir alıntı: Gitmek daima aşina olanın bir parçasını; yabancı olan, aşina olmayan ve önceden kesinlikle bilmediğimiz bir parça için, bir yer için, yaşamın bir parçası için terk etmektir. Gitmek söz konusu olduğu zaman bizi bekleyenin ne olduğunu asla bilemeyiz..
Umarım her gidiş güzelliğe doğru olur. Bizi neyin beklediğini bilmeden bir umutla gidiyoruz çoğu kez. Kitapta güzele benziyor bu arada...
SilÇok güzel, yarın yola çıkacakken okumak da güzel denk geldi :) Kalemine sağlık..
YanıtlaSilKocaman sevgiler
Çok teşekkür ederim. İyi yolculuklar o halde:) Sevgiler...
Silçok keyifle okuyorum yazılarını, sanki ordayım, izliyorum, kitap yazsana harika olur çok güzel yazıyorsun :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. İlerleyen zamanlarda olur belki kim bilir.:)
SilGidersem bir daha dönmem diye korkuyorum . Ellerinize sağlık ne güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilDönmemeniz sizin için daha iyi olacaksa dönmeseniz de olur. Çok teşekkür ederim...
SilYazıyı okurken bende yolculuk yapmış kadar oldum. Ne kadar güzel yansıtmışsınız o duyguyu...
YanıtlaSilCok ince bir ruhunuz ve icten acik bir ifadeniz var, yureginize sağlık
YanıtlaSilEn iyisi şiirlere ve kitaplara gömülmek. Orada harika bir dünya var.
YanıtlaSilAkıcı anlatımınızla güzel bir hikaye okudum. Kaleminize sağlık.
O dünyaya girince çıkmak istemiyor insan. Keşke gerçek dünya da o kadar güzel olabilse.
SilÇok teşekkür ederim.
hüzünlendim birden, yolculuklar hep hasretlik,özlemdir.Kalemine sağlık.
YanıtlaSilBir parça hüzün oluyor. Teşekkür ederim.:)
Silne hoş bir yolculuk anlatısı olmuş, elinize sağlık, keyifle okudum:)
YanıtlaSilBir parçadan fazla umut alıyorum. Çok güzel yazmışsın.
YanıtlaSil