Beni küçük dokunuşlarla yakalardı hep. Yumuşacık elleriyle sarıp sarmalar, sıcaklığıyla mest ederdi.
Ama gün geldi birden ortalıktan kayboldu. Uğrayabileceği her yere baktım. Çekmece içlerine gizlenip " Ce' eee" yapar diye bekledim, çıkmadı.
Yatak altlarına gizlenip sobelemek için pusu kurmuş olabilir diye baktım ama göremedim. Acaba top yapıp şut çekerken perde arkasına saklanmış olabilir mi diye oralara da baktım. Lakin bulamadım..
Yan odadaki komşuya sordum görmemiş. Çamaşır ipindeki arkadaşlarına haber gönderdim yerini bilen var mı diye. Kimse bilmemiş. Kirli sepetinin yanına vardım. Şöyle bir içini didikledim ama benim kırmızı benekli çoraplarımın izine rastlayamadım.
Elimde büyüteçle hafiye kılıklı gezer oldum. Az gittim, uz gittim. Dere, tepe düz gittim. Sonunda bir iz buldum. Düştüm peşine, vardım bizim emektar makinenin önüne. Ah kuzum, canım kuzum.. Nasılsın bugün diye halini hatırını sordum. Arada öksürsem de idare ediyoruz dedi.
Sonra usulca yaklaştım dibine. Şöyle endamı güzel, yumuşacık, sarılınca sımsıcak yapan kırmızı, benekli çoraplarımı gördün mü diye sordum. Bembeyaz yanakları birden kızardı. Göz kapaklarını yere indirdi. Kem küm bir şeyler söylemeye çalıştı ama ağzından dışarı dökülemedi. Sonunda kırmızı benekli çorapları tarif edip biraz sıkıştırınca itiraf etti.
Yıllardır çalışır dururum. Kimse bana bir şey vermez. İçime attıklarım gün yüzü görmez. Son zamanlardaysa karnım doymak bilmez. İştahım yerinde olsa da bilinmez. Yine böyle karnımın zil çaldığı bir gün senin benekli çoraplarının bir tanesini mideme gönderdim. Yumuşacık, sıcacık tam tarif ettiğin gibiydi. Midem bayram etti. Sonra diğerini yiyip arkadaşının yanına gönderdim.
Çok üzgünüm dedi başını öne eğerek. Saçlarını okşayıp yüzünü yerden kaldırdım gülerek. Madem çok acıkıyorsun. Açken canavara dönüşüyorsun. O halde bundan sonra her yıkamada bir çift çorap yiyebilirsin. Bunu duyan çorap canavarının gözleri parladı. Hemen kirli sepetine seslendi. Kim benimle oynamak ister? Sepettekiler "ben ben" diye cevap verdi. Bizim emektar makine de kapısını açıp buyur etti. Bir yandan oyun oynarken bir yandan midesine bayram ettirdi. Bize de afiyet olsun dedirtti...
Çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHay Allah yazık olmuş çoraba 😊
YanıtlaSilBelki de mutludur çorap:)
Silha haaa çok şirin ve zekice bir buluş bu :) çok beğendim :) sen çocuk masalları yazmaya yatkınsın zaten :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beğenmene sevindim.:)Çocukları da onların masallarını da çok seviyorum zaten:)
SilÇok sevimli bir hikaye elinize sağlık, tam bir çocuk hikayesi bayılacaklardır:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim güzel yorumunuz için.:)
SilÇok güzel ,okuması keyifli bir hikâye kaleminize sağlık (:
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.:)
SilYaa çok tatlıydı bu hikaye. :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.:)
SilAhahahahahah harikaydı bu hikaye... :) radyoda seslendirebilir miyim?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Tabii ki seslendirebilirsiniz, çok sevinirim.:)
SilBugün hikayeniz yayında.. hem spotifydan hem instagramdan ulaşabilirsiniz. Çok teşekkür ederim yayın izni için. Sevgiler, :) <3
SilÇok sevindim. Ben teşekkür ederim yayına değer bulduğunuz için.:)
SilŞiddete hayır! Benim tarafım çoraplar:))
YanıtlaSilOoo çoraplar yaşadı.:)
SilBak sen şu canavara :)
YanıtlaSilSevimli canavar...
Siliçimizi ısıtan sımsıcak yapan, hoş bir tebessüm bırakan yazılarından biri daha, oh ne güzel :) ellerine sağlık :))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim içimi ısıtan yorumunuz için:)
Sil