30 Temmuz 2024 Salı

RÜYA, RÜYA İÇİNDE

Uzak diyarların birinde bir derenin peşinde koşan, ağaçlarla konuşan küçük bir kız çocuğu varmış. 

Adı: Rüya

Adı gibi rüya aleminde yaşar,her dokunduğuna hayretle bakar, yoluna devam edermiş. Bizim Rüya bir sabah erkenden uyanmış, heybesini boynundan geçirmiş içine de ekmek arası çökelek koyup düşmüş yollara. 

Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Derin vadilerden geçerken kollarını iki yana açıp rüzgara kulak vermiş. Rüzgarın uğultusunu dinlemek onu çok rahatlatıyormuş. Hele yüzünü yalayıp geçmesi yok mu? Çok mutlu etmiş bizim Rüya'yı. Vadiyi baştan başa koşmuş, koştukça coşmuş. Ama daha görülecek çok yer varmış .

Azığını yüklenip yine yollara düşmüş. Gide gide yolu sarp kayanın dibine çıkmış. Kayalara şöyle bir bakmış, heybetinden az kalsın küçük dilini yutacakmış. Bu çetin kayalara tırmanmak çok tehlikeli görünüyormuş

Gel gör ki bizim Rüya cesur bir kızmış. Heybesini boynundan çapraz geçirmiş, başlamış tırmanmaya. Bir yandan da ey kayalar! Siz mi daha inatçısınız yoksa ben mi? Göreceğiz birazdan, aşacağım sizi diyerek kayalara söylenip duruyormuş. Kayalar, sen kime kafa tutuyorsun diyerek iyice inatlaşmış. Dikleştikçe dikleşmiş. Rüya anlamış bu kayaları aşmanın zor olduğunu. 

O an ninesinin "tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır" sözü gelmiş aklına. Başlamış  dil dökmeye. Aman tatlı kaya, yufka yürekli kaya ben sana şaka yaptım. Senin gibi yardımsever kaya nerede görülmüş? Yalnız o kadar diksin ki seni aşamıyorum diye boynunu bükmüş. Azıcık yol versen de ben de geçebilsem deyince Rüya'nın bu tatlı çağrısına kulak vermiş koca kaya. Hemen dikleştirdiği bedenini indirmiş yere. Var git kızım gideceğin yere demiş. Bunu gören Rüya koca dağa öpücük yollayıp güle oynaya düşmüş yollara. Yine az gitmiş uz gitmiş sonunda bir düzlüğe varmış. Koskocaman bir düzlük yemyeşil çayırlar onu çağırıyor gibiymiş. Çağrıya cevap vermezsem olmaz demiş bizim kız. Uçsuz bucaksız düzlükte  koşmuş bir o baştan bir başa. Derken koşmaktan yorgun düşmüş. Sonra kendini düzlüğün kollarına bırakmış. Yuvarlana yuvarlana düzlüğün bitimine doğru giderken görmüş bir ırmak varmış yanına. 

Aman ırmak, canım ırmak

Şırıl şırıl akarsın 

Ne de güzel bakarsın 

Bir tas suyu bana verirsen 

Canıma can katarsın demiş. Buz gibi soğuk suyundan sunmuş ona ırmak. Al iç kana kana, susuzluğun bitsin doya doya demiş. Rüya avuç avuç içmiş ırmağın suyundan. 

Sonra sudaki yansımasından kendini seyredalmış. Gözleri ışıl ışıl, yanakları al almış. Yüzünü türlü şekillere sokup suyun yüzünü güldürmek istemiş. Ama ırmaktan çok kendi gülmüş kendi haline. Canım ırmak sohbetine doyum olmaz ama karşıya geçmem gerekiyor bana yardım edebilir misin? Bir sağına bakmış bir soluna. Az ileride tahta bir köprü görmüş Rüya. Hah işte buradan geçebilirim diyerek köprünün yanına varmış. 

Tahtaları aşınmış, ipleri yer yer çözülmüş köprü birden dile gelmiş. Yıllar yıllar önce diye başlayan cümlelerin ardı arkası kesilmemiş. Ne kavgalara, ne oyunlara, ne eğlencelere şahit olmuş bu yürek. Karşıya hızlıca geçerken önünü göremeyip devle çarpışan çocuktan, inatlarından boynuzuyla birbirine giren keçilerden. Daha neler neler... Anlattıkça anlatmış, çoştukça coşmuş bizim köprü. Rüya dinlediklerinin bir kısmını kulağına küpe yapmış bir kısmını heybesine doldurmuş. Sonunda tıngır mıngır sallanan köprüden karşıya geçmeyi başarmış. Karşıya geçtikten sonra da işi bitmemiş tabii. Yolculuğuna kaldığı yerden devam etmesi gerekiyormuş. Yine düşmüş yollara. Az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş. Irmak'ın soğuk suyundan içmiş. Tahta köprüleri geride bırakmış ve sonunda gün batımını yakalamış. 

Bir dağın tepesine çıkmış Rüya. Geride bıraktıklarına bakmış. Ne çok yol aşmışım. Ne kadar çok sevdiklerimi geride bırakmışım diyerek hayıflanmış. 

Dağın tepesinden baktığında evleri, arabaları, insanları, her şeyi küçücük görünce kendisini kocaman, süper güçleri olan bir kahraman gibi hissetmiş. Ben süper güçleri olan bir kahramanım. Üstelik kocamanım hahaha diyen sesi yankılanmış dağın eteklerinde.

Uçan kuştan yerdeki karıncaya, yerdeki karıncadan tahta köprüye, tahta köprüden serin ırmağa kadar herkesin haberi olmuş Rüya'nın kahramanlığından. Rüya da çok eminmiş kahraman olduğundan. Ta ki bir ağacın sarmaşığı Rüya'yı ayağından yakalayıp hooop diye havaya fırlatana dek.


4 yorum:

  1. hihi çok tatlı, böyle bir son beklemiyordum :)

    YanıtlaSil
  2. Günümüzde de öyle değil mi? Sahte kahramanlar, sahte şöhretler çok ama üç gün sonra unutuluyorlar.

    YanıtlaSil