Nesrin sevgi dolu kalbiyle etrafa neşe saçan, türlü türlü hareketlerle herkesi güldürmeye çalışan ama aynı zamanda bir parça hüzün barındıran meraklı bir bıdıktı. Dedektif gibi eline büyüteç alıp pazardaki portakalları bile yakın takibe başlardı. Sorularının ardı arkası kesilmez, merakının önüne hiçbir şey geçemezdi.
Farklı dünyaları, gezegenleri, doğayı, akla gelebilecek herşeyi araştıran minik profesör
yollara düşerken bu sefer yalnız değildi. Kardeşi Neşe de ona eşlik ediyordu. Ablasının izinden giden Neşe en az ablası kadar meraklı bir bıdıktı. Onun evdeki diğer adı ise karıştıratör Neşe. Her yeri özenle karıştırdığı için bu isim kendisine verildi. Artık sıkı bir ikili olan bu sevgi pıtırcığı kardeşler, birlikte keşif yolculuğuna başlamışlardı bile.
Nesrin gezegenler dünyasında yol alırken kardeşini Jüpiter'e bırakıp Plüton'u gezegen saydırma derdine düşmüştü çoktan. Ben çok üzülüyorum küçük olduğundan dolayı Plüton'u gezegen olarak saymadıkları için deyip duruyordu. Biraz dokunsam ağlayacak gibiydi. Neşe de ablasının bıraktığı yerde karıştıratör görevini yerine getirip Jüpiter'in altını üstüne getiriyordu.
Aradan epey zaman geçti. Artık Dünya'ya geri dönme vaktiydi. Nesrin kardeşini Jüpiterden alıp yoluna devam etti. Yolda giderken Satürn'e selam vermeyi, Merkür'e uğrayıp yorgunluk kahvesi içmeyi de ihmal etmediler. Dünyaya geldiklerinde kendilerini biraz yorgun hissediyorlardı. Hemen yataklarına girip derin bir uykuya daldılar.
Aradan epey zaman geçti. Artık Dünya'ya geri dönme vaktiydi. Nesrin kardeşini Jüpiterden alıp yoluna devam etti. Yolda giderken Satürn'e selam vermeyi, Merkür'e uğrayıp yorgunluk kahvesi içmeyi de ihmal etmediler. Dünyaya geldiklerinde kendilerini biraz yorgun hissediyorlardı. Hemen yataklarına girip derin bir uykuya daldılar.
Birkaç saat sonra perdenin kenarından güneş bu iki kardeşin odasına sızmaya başlamıştı. Yüzüne gelen güneş ışıklarıyla uyanan Nesrin şaşkınlıkla etrafına bakınıyordu. O sırada içeri giren annesi "hayırdır Nesrin niye öyle bakıyorsun" deyince neyseki rüyaymış deyip başından geçenleri annesine anlattı. Onların konuşmalarına uyanan Neşe ablasının dizinin dibine gelmiş onun anlattıklarını dinliyordu. Sonra da aaa bu rüya mıydı? Ben gerçek zannetmiştim deyince hep birlikte gülmeye başladılar. O sırada mutfaktan babalarının "kahvaltı hazır" diye seslenmesi herkesi kendine getirdi. Hep birlikte kahvaltı yapmak için mutfağa doğru yol alırken maceralarla dolu yepyeni bir gün onları bekliyordu.
Merak olursa keşif olur ..
YanıtlaSilHarika olmus. Devami gelecek insallah. :)
YanıtlaSilDevamı için inşallah diyelim.:)
Silhahaaa tatlişler o zaman yaniiii aynı anda aynı rüyayı görmüşler de mi oleeeey çok hoştu sevimli masum şirin :)
YanıtlaSilOleeey çok teşekkür ederim.:)
SilÇocuklar çok sever böyle hikayeleri
YanıtlaSilKızıma okudum o da sevdi...
SilYaa çok sevdim, sıcacık bir hikaye olmuş. Umarım devam eder. Merkür'de yorgunluk kahvesi fikrine bayıldım :) hatta Merkür'de eşlik etsin bir anlatsın bakalım niye geri gidip dengemizi bozuyor :))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.:)Merkür'e sormak lazım:)
SilÇok beğendim, gezegenlerarası gezmek isterdim :)
YanıtlaSilBir gün belki o da olur.:)
SilÇok tatlı olmuş ki, karıştıratör kelimesini de çok sevdim. Devamını da okumayı isterim :))
YanıtlaSil