Burası iki dağın arasında kurulmuş yemyeşil ovanın ortasında küçük bir Anadolu köyü. Gün erken başlar burada. Yollarda insanlardan önce koyunları, sığırları görürüz. Bir bakkal dükkanı vardır meydanda bir de kahvehane..
Bakkalın veresiye defteri kabardıkça kabarmıştır. Her seferinde bundan sonra veresiye meresiye yok dese de yufka yüreklidir Ömer Amca, kıyamaz kapısına gelip isteyene. Sonra yine yazar veresiye defterine..
Kahveci Çakır ise feleğin çemberinden dönse de borçsuz döndüremez ocağı. Muhabbetle demlenir çaylar, sohbetle dağıtılır efkarlar.
Bir de Fatma Nine vardır köyün doktoru. Kimin bir derdi olursa ona koşar. Kim hastalansa kendini onun kapısında bulur. Türlü türlü otlarla baharatları karıştırıp yaptığı macunların ünü civar köylere kadar gitmiştir. Bir gün boğazım çok ağrıyordu. Vardım Fatma Nine'nin kapısına. Tokmağı tıklatınca gıcırdaya gıcırdaya açıldı kapı. Kapının arkasında yeşil gözlerini bana dikmiş, çiçekli fistanıyla minik bir kız çocuğu. Fatma Nine'nin çırağı, torunuymuş meğerse bu. Beni içeri buyur etti. Şikayetimi anlattım. Hemen kalktı yerinden. Isırgan otu kavurup karabiber serpti üzerine. Sonra da boğazımın etrafına yayıp sardı bir bezle Fatma Nine. Bunu yedi gün tazele dedi. Pek iyi geldi bu tarif. Soran herkese söyledim. İyi etmişim değil mi?
Bir de köyün akıllı delisi Halis var, hiç ummadığın anda karşına çıkıp ödünü patlatıp eline veren Deli Halis. Bu Halis'in garip huyları vardır. Sabahları horozlar ötmeden kalkar "Uzun ince bir yoldayım" şiirini okur köyün orta yerinde. Anasının bastonu inmezse kafaya daha kim bilir neler okuyacaktır neler.. Zorla götürür evine annesi. Pek de inatçıdır keçi gibi.
Deli Halis'in dost bellediği bir de muallime vardır burada. Tek göz odalı muallimhanede küçücük yüreklere kocaman şeyler öğretme derdinde. Bir gün ayrılmak zorunda kalır muallime. Minik yürekler, boynu bükükler bırakır geride. Deli Halis bağırır arkasından kim öğretecek yeni şiiri bana, söylesene Feride...
Küçük yerlerin özenilesi büyük yaşamları.
YanıtlaSilKalmadı artık veresiye defterleri kimsede.
O defterlerin bile ayrı bir hikayesi olurdu...
SilKöy hayatına ne kadar özlem duyuyoruz.Tabi gerçekleşse nasıl yaşarız orası ayrı,ama hayali güzel. Sıcacık bir anlatım olmuş.
YanıtlaSilYaşaması zordur elbet. Ama insan doğal olan şeylere daha çok özlem duyuyor.Teşekkür ederim.:)
SilTuylerim diken diken oldu okurken. Cok guzel yazmissiniz. Ellerinize saglik. :)
YanıtlaSilİnsanların iç içe yaşadığı ve birbirinden haberdar olduğu bir köy canlandı gözümde...
YanıtlaSilDaha samimi daha sıcak ilişkilerin yaşandığı bir yer...
SilCok guzel bir kesit anlamışsınız ustelik kelime oyunlari dahilinde. Yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilNe güzel yaşattın o köyü ve o köyün güzide insanlarını. Canlanıp dile geldiler sanki. Uzayıp gitseydi keşke biraz daha. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Tadında bırakayım dedim.
Silİçime işledi resmen kaleminize sağlık :)
YanıtlaSiloleey şimdi koyayım listeye yarın keyifle okuruuum :)
YanıtlaSilHer zaman beklerim.:)
SilFeride, Çalışkuşu romanındaki Feride mi yoksa? :)
YanıtlaSilYazarken aklıma o gelmedi değil...
SilOnları tanıyormuşum gibi hissettim. Öyle bir sıcaklık vardı hikayenizde :) Elinize sağlık. Sevdim 😊👌🏻
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Sevmenize sevindim.:)
Silşahane bir anlatım gerçekten, sıcacık bir atmosfer oluşturmuşsunuz, bayıldım, elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilGüzel düşünceleriniz için teşekkür ederim. Sevgiler...
Silne tatliş köy öyle. sen zaten böyle küçük yerleşim yerlerinin öykülerini ne güzel yazıyon vallası. bir dee, öykülerinin uzunluğu ideal bencesiiii :)
YanıtlaSilSanırım biraz doğallığı özlemişim. Çok teşekkür ederim.:)
SilÇocukluğumuzdaki öykülere benzettim çok hoş:) elinize sağlık:)
YanıtlaSilAh o çocukluk.:)Çok teşekkür ederim.:)
SilKöy hayatını hep sevmişimdir.Orada herşey daha gerçek ve samimî Sıcacık bir yazıdaydı..
YanıtlaSilYaşaması zor olsa da orada daha doğal daha samimi yaşanıyor her şey. Çok teşekkür ederim.:)
SilKüçük yerlerin samimiyetini bulamayız şimdi mutlu yıllar arkadaşım.
YanıtlaSilMaalesef öyle. Size de mutlu yıllar...
SilAnı ve gezi arasında kalmış, güzel bir yazı olmuş. Kaleminiz daim olsun.
YanıtlaSilEvet, biraz öyle oldu. Çok teşekkür ederim...
SilO burukluk insanın daha doğal şeylere olan özleminden olabilir belki.:) Teşekkür ederim.:)
YanıtlaSilgeç gelebildim okumayaa :) ne güzel anlatmışsın ki eskiden anneannemlerin yaşadığı yer de böyleymiş küçük ve şirin sonra ilçe olmuş kalabalıklaşmış. tekerlemesi bile var eski: dırın dırın andırın iki dükkan bir fırın diye. o kadarmış çünkü. şimdi içinde üniversiteye bağlı bir myo var :D annemin babaanesi de eskiden oranın doktoru gibiymiş. kadınlara doğum yaptırırmış hastalar ona gelirmiş kırık çıkık filan iyileştirirmiş. kendisi de 112 yaşına dek yaşadı eski toprak derlerdi. bunlar geldi okurken aklıma :)
YanıtlaSilGeç olsun güç olmasın.:) Tekerleme çok şirinmiş.Geçmişe yolculuk olmuş sizinkisi:)
SilSıcacık bir yazı gerçekten. Pandemi köy hayatının kıymetini daha mı öğretti ne
YanıtlaSil