26 Aralık 2023 Salı

DOLUNAY

 Penceremin kenarına koyduğum çay bardağımın içine karıştı dolunayın gölgesi. Yudum yudum içtim de öyle vardım gökyüzündeki ben'e. Yeryüzünden kaybolmayı beklediğim bir gecede.
 
Sonra düşlerime girdi Mümtaz Bey ile Feride Hanım'ın bir yastıkta tükettikleri bir ömürleri. Feride Hanım, sabah daha horozlar ötmeden kalkar çaydanlığını kuzine sobanın üzerine yerleştirirdi. Dağdan topladığı kuşburnunu içine katmayı unutmazdı. Sobanın ateşinde tüten kuşburnunun kokusu tüm evi sarıp sarmalardı..

Yudum yudum içilsin ki kıymeti bilinsin. Tıpkı insan gibi derdi Mümtaz Bey. "İnsan da çay gibidir, demini iyi ayarlamak gerekir. Bir seferlik değil ömürlük istersen yanında, yudum yudum her an'ın kıymetini bilmeli, değerini hissettirmeli. Eğer tek seferlikse varlığıyla yokluğu bir denmeli" der öylece bakardı sanki çayın dibindeki insanı görmek istercesine.

Öyle bir gün geldi ki ne çay bardakta durabildi ne de dolunay yere inebildi. Alacakaranlık bir gecede dışardaki yağmur sesine karışan kapı sesine doğruldu, Feride Hanım. Gecenin karanlığında hayır olsunlarla açtı kapıyı. Açmasıyla yürekleri dağlayan feryadı düştü pencereye. Koca Feride çınar gibi yıkıldı yere. Gürültüye koşan Mümtaz Bey'in elindeki çay bardağı düştü Feride Hanım'ı yerde görünce. Bir refikasına bir gelenlere bakıyor ama ağzını bıçak açmıyordu. Ne cesareti vardı soru sormaya ne mecali. Korkuyordu kötü birşeyler duymaya. 

Tam gelenlerden biri söze başlayacaktı ki kulaklarını elleriyle kapayıp duymamak için elinden geleni yaptı Mümtaz Bey. Delirmiş gibi volta atıyor ama söylenenleri duymamak için kulaklarını açmıyordu. Bir vakit sonra Feride Hanım kendine geldi. Kocasının ortalıkta deli danalar gibi dolaşmasını engellemek istedi. Yerinden doğrulup Mümtaz Bey'e doğru gitti. Kollarını yavaşça indirdi. Öyle bir sarıldı ki gözyaşları dışardaki yağmur sularına karıştı. Oğulları Murat iki gün önceki çatışmada Hakkari'nin geçit vermeyen dağlarını geçememiş şehit olmuştu. Ondan geriye  ağıtı kaldı. O ağıt sadece baba evini değil tüm gönülleri sardı. Bu sefer ateş sadece düştüğü yeri yakmadı. Dolunay geceyle birlikte yürekleri aydınlattı...

19 yorum:

  1. Ah ne ateşler düştü yine evlere....

    YanıtlaSil
  2. İnsan da çay gibidir demini iyi ayarlamak gerekir. Bir seferlik değil ömürlük istersen yanında, yudum yudum her an'ın kıymetini bilmeli, değerini hissettirmeli. Eğer tek seferlikse varlığıyla yokluğu bir denmeli der öylece bakardı sanki çayın dibindeki insanı görmek istercesine.

    Bu satırlar ajandamda bugünün tarihi ile yerini aldı. Şehitler için söylenecek bir şey bulamıyor dualarımız onlarla, umarım akan bu kan bir gün durur.

    YanıtlaSil
  3. Ajandanıza eklemenize çok sevindim...
    Şehitlere diyecek birşey yok gerçekten. Allah sabır versin ailelerine. Son bulsun artık dökülen kanlar...

    YanıtlaSil
  4. senin öykülerini okurken zihnimde anadolunun küçük şehirleri geliyor, yani mesela kayseri, uşak, kütahya gibi, oralardaki yaşamlarmış gibi :)

    YanıtlaSil
  5. Şehitler ölmez vatan bölünmez! Allah onlardan razı olsun!

    YanıtlaSil
  6. Çoğu zaman da gereksiz yere ölüyor genç askerler. Çok üzücü

    YanıtlaSil
  7. offf ya içi kanar mı insanın, yanar mı her evlada... Ne çok kanadık bu memlekette...Ne çok kanattılar bizi...

    YanıtlaSil
  8. Etkileyici bir yazı, tebrik ederim. Yeni yılınız kutlu olsun ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Sizin de yeni yılınız kutlu olsun.:)

      Sil
  9. Ne zaman bir şehit haberi gelse, yüreğim yanıyor. Allah hepsini kahretsin. Yazı için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürekler hep yangın yeri... Ben teşekkür ederim okuduğunuz için.

      Sil