MİM DUYURU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MİM DUYURU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2021 Çarşamba

KELİME OYUNU -7

 (Kırmızı Elma, Şemsiye, Gömlek, Ayna, Fotoğraf)

Sabah alarmının sesiyle uyandı Nilgün. Yatağında doğruldu. Sonra banyoya geçip elini yüzünü yıkadı. Aynaya baktığında yüzünü biraz solgun görse de aldırmadı. Bugün harika görünüyorum diyerek kendisiyle hafiften dalga geçti. Zaten kendisiyle eğlenmeyi çok severdi. 

9 Ocak 2021 Cumartesi

KELİME OYUNU - 6

 SERÇE - BİSKÜVİ - ISLIK - KELEPÇE - MUCİZE

Mutfakta bizim evin kedisi ıslık çalıyor. Onun ıslığına radyoda çalan Minik Serçe'nin "Kendinden Kaçak" şarkısı eşlik ediyor. "Çok duygusalsın bu sabah" diyorum bizim kediye. "Duygulara kelepçe vurulmuyor ki, bir anda çıkıveriyor" diyor. "Haklısın" demekle yetiniyorum. 

Sonra kahvaltıya geçiyoruz. Patatesli omletin kokusu bütün mutfağı sarmış. İnce ince dilimlenmiş domatesler, inci gibi dizilmiş zeytinler ve daha neler neler... Karnımda çalan zili susturana kadar yiyorum. Arada sunulan şakalar da kahvaltı sofrasını şenlendiriyor. Onlardan da nasibimi alıyorum..

3 Ocak 2021 Pazar

KELİME OYUNU - 5

 KEDİ - FİLM - KEMAN - HASRET - AĞAÇ

Dışarıda hafiften bir yağmur çiseliyor. Kaldırımda topuk tıkırtıları ritim tutuyor sanki. Köşe başındaki sokak lambasının altında kemanına hüzünle dokunan bir genç beni benden alıyor. "Kemancı başımın tacı" diyorum yanından geçerken. Gecenin karanlığında ilerliyorum. Sanki ben ilerlerken keman da bana eşlik ediyor gibi geliyor. Onun sesiyle yağmur sesi birbirine karışıyor. Yoksa yağmur damlaları keman mı çalıyor diye düşünüp gülümsüyorum. 

Epeyce yürüyüp apartmanın kapısına geldiğimde anahtarımı bulmak için elim çantama gidiyor. Neyse ki çabuk buluyorum. Kilide sokar sokmaz hemen açılıveriyor. İçeri girdiğimde ışık yanınca merdiven basamağında oturan, gözlerini bana dikmiş bakan Hasret ile karşılaşıyorum. Hasret dört numarada oturan Suzan Hanım'ın kedisi. Bembeyaz pamuk gibi tüyleri, boncuk gözleri, muziplikleriyle apartmanın sevimli bir üyesi. Biraz ağlamaklı bakıyor yüzüme. Bu saatte pek dışarıda olmaz bu kedicik diyerek merak ediyorum. 

27 Aralık 2020 Pazar

KELİME OYUNU - 4

 Kelime Oyunu serisinin dördüncüsünün kelimeleri sevgili Hanife Ertaş'tan: YEŞİL - BAHARAT - ŞİİR - YOL - SABAH

Burası iki dağın arasında kurulmuş yemyeşil ovanın ortasında küçük bir Anadolu köyü. Gün erken başlar burada. Yollarda insanlardan önce koyunları, sığırları görürüz. Bir bakkal dükkanı vardır meydanda bir de kahvehane..
Bakkalın veresiye defteri kabardıkça kabarmıştır. Her seferinde bundan sonra veresiye meresiye yok dese de yufka yüreklidir Ömer Amca, kıyamaz kapısına gelip isteyene. Sonra yine yazar veresiye defterine..

21 Aralık 2020 Pazartesi

KELİME OYUNU - 3 | MİNİK KUŞ

 Bu haftaki kelime oyunu aşağıdaki kelimelerle oluşturulacak. Keyifli okumalar dilerim. :)

HAYAL - DİLEK - ZAMBAK - DİYAR - ÖZGÜRLÜK

Bir varmış bir yokmuş. Bir garip kuş diyar diyar dolaşıp yorulmuş. Sonra bir ağaca konmuş. Bu bir dilek ağacıymış. Hemen dileğini dilemiş. En büyük dileği ailesiyle birlikte yaşayacağı büyük bir evmiş. Ağacın dalında tünerken  hayallere dalmış..

12 Aralık 2020 Cumartesi

KELİME OYUNU - 2

 KIRMIZI - İRLANDA - TUTKU - KİTAP - VİSKİ..

Dublin kalesine çıkıp şehri kuşbakışı izlerken mutlu insanlar gördü cadde boyu yürüyen. Etrafına bakındı, kimsecikler yoktu. Elindeki kitaptan rastgele bir yer açtı ve gözüne ilk çarpan cümleyi sesli okudu. Cümle "mutluluğu uzakta arama" idi. Tam ben burada olmaktan mutlu muyum acaba diye düşünürken arkasından soluk soluğa gelen gençlerin nefes alışverişlerine şahit oldu..

4 Aralık 2020 Cuma

KELİME OYUNU

 Sevgili Kırmızı Ruh arkadaşımızın önerisiyle yeni bir etkinlik başlamış. Ayrıntılı bilgi için deeptone arkadaşımıza da uğrayabilirsiniz. Her hafta belirlenen beş kelimeyle hikaye oluşturuyoruz. Eğlenceli bir etkinlik. Zamanı olanlar yapsın bence. Aşağıdaki beş kelimeyle çarşambaya kadar güzel hikayeler çıkar diye düşünüyorum. Keyifli okumalar diliyorum. :)

DENİZ - KAYIKÇI - SİMİTÇİ - ARABA - DEDE

Masmavi deniz bugün biraz hırçın gibi... Kim kızdırdı acaba onu diye söyleniyordu Kayıkçı Ramazan... Yıllardır bu işi yapmasına rağmen denizin bugünkü haline bir anlam verememişti. Oysa birbirlerinin sırlarını iyi bilirlerdi. Birazdan müşteriler gelmeye başlardı. "En iyisi önce kahvaltımı yapayım" dedi. Simitçiden iki simit aldı biri kendine biri martıların niyetine. Yanında sıcacık çay. Oh, değmeyin keyfine..

3 Ağustos 2020 Pazartesi

KIZLAR YARIŞIYOR

 Mahallenin ufaklıkları ile bahçede bir yarışma düzenledik. Konumuz: SEVGİ. Çocukların kimi şiir yazdı, kimi ise resim çizdi. Gönülden kağıtlara sevgi aktı.

Sonrasında da ufak bir ödül töreni vardı... 👏

11 Şubat 2020 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 24



Gözünüzü kapatın ve uçan bir balon olduğunuzu hayal edin... Yaşamdaki bazı ağırlıklar zaman zaman balonun yani bizlerin yükselmesini engeller. Peki bu ağırlıklar neler? Hangi yaşantılar,duygular ve düşünceler var?

Evet, gözlerimi kapadığımda hayatın her rengini içinde barındıran bir balonla gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliğine kendimi bırakıyorum. Karamsar düşünceler, ayrılıklar, acılar, kötülükler, yaşanmış zorluklar özgürce yol almama engel teşkil edebilir, yükselmemi engelleyebilir. Önemli olan acı veren izlerden güzellik yaratıp, engelleri ortadan kaldırıp yolumuza devam edebilmekte  diye düşünüyorum. Gözlerimi kapadığımda bunu yaptım ve çok rahatladım. Şimdi kendimi daha özgür hissediyorum ve hafiflemiş bir şekilde gökyüzünde yol alıyorum. Nacizane tavsiyem bütün olumsuzlukları bir kenara bırakıp öylece balonu havalandırın. Bu arada çok renkli balonum tek kişilik değil çok kişiliktir. İsteyen gelebilir.:)

Bir ağaç ev sohbetinin sonuna geldik. Bir sonraki sohbette görüşmek üzere.:)
Bu haftaki sohbet konumuzu belirleyen arkadaşımıza da teşekkürü borç bilirim.https://kendinetanterosa.blogspot.com/2020/02/agac-ev-sohbetleri-24.html?m=1

16 Ocak 2020 Perşembe

BLOG YAZMAYA NASIL BAŞLADIN?

Sevgili "İçimdeki yaz" beni mimlemiş. Bana da davete icabet etmek düşmüş. Kendisine çok teşekkür ediyorum.

Yazmak ezelden ebede uzanan bir yolculuk gibi. İlk şiirimi ortaokulda yazdığımı düşünürsek yaklaşık 25 yıldır yazıyorum. Mutluluğumu, mutsuzluğumu, umutlarımı, hayallerimi her şeyi yazarak anlattım. Bazen yaşadıklarım konu oldu bazense hayal ettiklerim... Kalem sırra dokununca dilde duranlar gönülden kaleme dokundu. Dokunmakla kalmayıp kağıda döküldü.

9 Ocak 2020 Perşembe

MASALIN MASALI (ORTAK ÖYKÜ)

Sonra kendine gelip hemen etrafa haber saldı. Duyanlar birer birer geldi. Yer paylaşımı yapılıp aramaya başladılar. Annesi de gidebileceğini düşündüğü yerleri aklından geçiriyordu. Belki yine kurbağaları sayıyordur diye düşünüp  nehir kenarına bir bakalım dedi. Çalıların arkasına gizlenmiş gibiydi nehir. Onları aşıp yanına vardığında suyun içine baktı sanki Masal oradan çıkacak gibi.  Ama suyun yüzeyinde gördüğü yalnızca kendi yüzüydü.

Yerden bir taş alıp fırlattı dereye bütün umutsuzluğunu fırlatıp atar gibi. Geriye döndü. Çalılara doğru yürürken bir şey gözüne takıldı. Masal'ın kırmızı puanlı saç bandı bir çalının ucuna takılmış sallanıyordu. Eğilip eline aldı. Sonra istemsizce kokladı. Masal gibi kokmuyordu. Onun değildir. Dünyada kırmızı puanlı saç bandından sadece Masal'ın yoktur herhalde diye düşündü. Bir yandan da ya onunsa diye aklından geçirmedi değil.

(Devamını yazmak isteyen arkadaşlar Sessizgemi veya Deeptone arkadaşımıza müracaat edebilir.)