9 Mart 2017 Perşembe

SOL AYAĞIM | CHRISTY BROWN

Sol Ayağım, doğuştan beyin felci olan birinin çocukluğunda okumayı, yazmayı, resim yapmayı, daktilo kullanmayı öğrenmek için verdiği mücadeleyi ve bütün bunları sadece sol ayağını kullanarak nasıl yaptığını anlattığı bir özyaşam öyküsüdür. Yazarın yani Christy Brown'un hayatı, sol ayağını kullanabildiğini fark edince tamamen değişmiştir.

Bir yanda diğer çocuklardan farklı olan bir çocuk, diğer yanda çocuğunun beyin felçli dünyaya geldiğini kabul edip, zekâ özürlü olmadığını ispatlamak için çalışan fedakâr bir anne..

Christy Brown'u hayata bağlayan en önemli kişidir annesi. Annesi'nin aldığı en büyük ödül de Christy Brown'un ilk yazabildiği kelimenin "mother" yani "anne" olmasıdır.

Bu kitapta özverinin, umudun, defalarca denenip başarısız olmasına rağmen pes etmemenin  güzel neticesiyle karşılaşacaksınız. Filme de konu olan bu kitap, cesaretin, umudun ve vazgeçmemenin güzel örneklerinden biridir. Yazarın kendi hayatını anlatmış olması bu kitabı bu kadar etkileyici kılmıştır belki de..

Keyifli okumalar dilerim. Kitaptan aldığım bazı bölümleri de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Acı çeken bu insanları gördükçe kafamda yeniden ışık yandı, dehşete kapıldım. Dünyada bu kadar çok acı çeken insan olduğunu bilmiyordum. Kendini küçük kabuğuna hapsetmiş bir salyangoz gibi dışarıdaki kalabalık dünyayı yeni yeni görmeye başlıyordum. Beni asıl şaşırtan bunca insanın sakat olması değildi. Çoğunun durumu benimkinden daha kötüydü. O zamana kadar bunun mümkün olabileceğini düşünmemiştim. Birden bunca zamandır kör olduğumu, benim acılarımın diğer insanların acıları yanında hiç kaldığını hissetmeye başlamıştım..
Artık çocuk olmadığımı biliyordum ama yetişkin de değildim. Çocukluğun neşeli umursamazlığı ve yetişkinliğin acısı ve hayal kırıklığı arasında asılı kalmıştım. Eskisi gibi umursamaz ve mutlu olmak istiyordum ama çocukluğumun sona erdiğini biliyordum. O gün arka bahçede bir çocuk bana acıma bakışı fırlattığında geleceğimin umutsuzluğunu ve belirsizliğini görmüştüm. Anlayıştan başka bir şeye, en zayıf kalbe ancak içten insan şefkatinin verebileceği güce ihtiyacı olan benim gibi biri için basit bir acıma bakışının ne kadar acı ve yıkıcı olabileceğini o anda anladım. Bunu daha sonra pek çok kez görecektim..
Bayan Delahunt'la karşılaşmanın verdiği heyecan, resim yapma coşkusu ve Jenny ile yaşadığım hayalibüyü bana kendimi unutturmuştu. Diğer insanlarla aramda kendi zihnimdeki dışında hiçbir fark olmadığını düşünüyordum. Kendimi böylesine bir hayal ülkesinde, imkansız bir cennette kaybetmek büyük bir zevkti. Kendimle ilgili bütün sevimsiz gerçeklere gözlerimi birkaç haftalığına da olsa kapatmam büyük bir mutluluktu. Ancak yine en acı ve en sert biçimde gerçeğe geri dönüyordum.
Hiç durmadan saatlerce çevremden kendimi soyutlayıp yazdım. Kendimi farklı biri gibi hissediyordum. Artık mutsuz değildim. Hayal kırıklığına uğramış veya içine kapanık biri değildim. Özgürdüm, konuşabiliyordum, yaşayabiliyordum, yaratabiliyordum.
Son olarak diyebilirim ki; bu kitabın bana öğrettiği, insan bir şeyi ciddi olarak istemeyegörsün hiçbir şey aşılamayacak kadar yüksekte değildir felsefesiydi. Umudunuz, cesaretiniz daim olsun..

19 yorum:

  1. Benim de epey oldu okuyalı ama nostalji yapayım dedim eski okuduklarımla.:) Gerçekten umut veren,ilham veren bir kitap.

    YanıtlaSil
  2. Bende Okudum bu kitabı ilk serisini gerçekten Çok güzel bir kitaptı beni Baya ağlatmıştı :) devam serisi de var ama ilki gibi değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni de etkileyen kitaplardan.:)Serilerin ilk kitabı daha güzel oluyor gibi geliyor bana da.Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil
  3. Ayy ne güzel bir konusu varmış. Ben ağlarım bunu okurken. Ama yine de okuyacağım. Önerin için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten güzel bir kitaptır.Umarım beğenirsin.Yorumun için ben teşekkür ederim.:)

      Sil
  4. Kitabı okumadım ancak okunacaklar listeme aldım.

    Sizden ricam paragraf bıraktığınızda boşluk da bırakırsanız yazılarınız daha okunaklı olacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim.Söylediklerinizi dikkate alacağım.

      Sil
  5. Ben okuduğumda, sanırım modum değildi, pek etkilenmemiştim. İkinci kitabını hala okuyamadım :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim.İkinci kitabını ben de okumadım.Ama ilk kitapların hep daha güzel olduğunu düşünmüşümdür.Bu da benim önyargım.

      Sil
  6. Hemen sipariş verip okuyorum bu kitabı şu alıntılar bile etkiledi beni. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkür ederim.Umarım okurken keyif alırsınız.Okuduktan sonra yorumunuzu paylaşırsanız sevinirim.

      Sil
  7. Merhabalar,
    Benim de alışveriş listemde olan bir kitap.Biraz da benzer şeyleri yaşadığım için çok etkilenmekten korktuğum için sürekli almayı ertelediğim bir kitap. Buradaki yorumlara bakıp etkilenenlerin fazla olduğunu görmek de ürküttü beni. Ama mutlaka birgün okuyup yüzleşeceğim sol ayağımla :(
    Haa bu arada yolunuz düşerse kahve içmeye bende beklerim. Kitaplardan çocuklardan hayata dair ne varsa laflarız ;)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Benzer şeyleri yaşadığınız için belkide daha iyi anlamış olursunuz yaşanılanları.Bir nevi terapi gibi de olabilir.Yorumunuz için teşekkür ederim.Hemen geliyorum kahvenizi içmeye.Sevgiler...

    YanıtlaSil
  9. Henüz okumadım. Mücadele öyküleri okumak hep güzel gelir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mücadele öyküleri beni de kendime getirir.Özellikle pes etmeye ramak kalmış bir durum varsa.:)

      Sil
  10. izledim filmini de kitabını da ingilizce okumuştum ivit ne güzeldir :)

    YanıtlaSil
  11. Benim de beğendiklerim arasındaydı.:)

    YanıtlaSil
  12. Filmini sinemada izlemiştim, ne çok geçmiş üzerinden. İlham ve umut verici bir hikâye, annesine de hayranım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de annesine hayran kalmıştım okurken.Sabrına,özverisine,inanmasına... Yorumunuz için teşekkür ederim.

      Sil