Bazen sararmış kitap sayfalarında saklıdır. Bazen de eski bir gramafonda bulursun yaşamdan izler. Bazen bir çocuğun gözlerinde saklıdır yaşamın en güzel izi. Bazen de yetmişinde bir koca çınarın gölgesinde bulursun yaşamın ta kendisini. Nerede o eski zamanlar diye başlayan yetmiş yılın hikayesini dinlersin. Sonra da her karesini ezberlersin. Bazen bir savaşın ortasında kalmış küçük yüreklerin korkularına tanık olursun. Bazense aynı savaşın ortasında çocukluğunu unutmayıp oyunlarına devam eden kendileri küçük, yürekleri büyük çocuklara şahit olursun. Bazen kardaki ayak izlerini takip edersin, bazen de bir kahvenin kokusunu.
Bazen dinlediğin bir şarkı götürür seni uzaklara. Bazen de saksısında tomurcuklanmaya başlayan bir çiçek, diriltir gönlündeki her şeyi. Bazen yağmurdan sonra gökkuşağının çıkacağına inanırsın, çıkmazsa üzülürsün. Ama sonra alırsın eline boyayı, duvarına çizersin gökkuşağını. Bazen ekmek kuyruğunda, bazen durakta otobüs kuyruğunda, bazense hayat kuyruğunda yaşama dair izler bulursun. O halde takılın peşime, götüreyim sizi yüreğimin götürdüğü yere..
Ne kadar güzel bir yazı olmuş gerçekten emeğinize yüreğinize sağlık sevgililer ...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Sevgiler:)
SilTakıldık o zaman :)
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık bu güzel yazı için :)
Takılıp geldiğiniz için teşekkür ederim.:)
SilElimize alıp boyalarımızı kendi gökyüzümüzü çizmek çok güzel gerçekten.... yüreğinize sağlık :)
YanıtlaSilO halde çizelim en güzel renklerle dünyamızı ve başkalarının karalamasına izin vermeyelim.İllede karalamak istiyorlarsa en güzel renk hangisiyse bizi mutlu eden,onu verelim eline o da dahil olsun renk cümbüşüne.Yorumunuz için teşekkür ederim.:)
SilÇok güzel bir yazı...içimi ısıttı:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim.İçinizin hiç soğumaması dileğiyle.:)
Sil