31 Mayıs 2017 Çarşamba

PUSLU KITALAR ATLASI | İHSAN OKTAY ANAR

Yazarın yayınlanan ilk romanı. Dünyayı gezmek yerine rüyaya yatarak dünya atlası çıkarmaya çalışan Uzun İhsan Efendi'nin zihninde yaşanan olayları konu alan bir roman. İhsan Oktay Anar, yazdığı bu eserde hayal gücünün ne kadar geniş olduğunu bize göstermekte. Birbirleriyle alakasız gibi görünen olaylar dahi en sonunda bu hayal akışının önemli bir parçası haline geliveriyor..

Tüm dünya aslında Uzun İhsan Efendi'nin düşlerinde var. Ve o, düşlerindeki hayatı oynuyor gibi. Bu oyuna oğlu Bünyamin, Kubidik, Ebrehe, Zülfiyar, Büyük Efendi, Hınzıryedi gibi kişiler de katılıyor. Uzun İhsan Efendi'nin esir kampında yaşadıkları, Bünyamin'in bir casusu kurtarırken verdiği mücadelede yüzünün tanınmaz hale gelmesi, babasının ortadan kaybolması, babasını esir kampında bulduğunda Bünyamin'in hissettikleri, Uzun İhsan Efendi'ye yapılan işkenceler, Bünyamin'e verilen paranın uğursuzluğu, Büyük Efendi'nin aynası oldukça güzel kurgulanmış..

Zaman zaman kurgulaması güzel olan bu oyunun içinde siz de yer alıyorsunuz. Bazen yaşananlara üzülüyor, bazen çaresiz kalıyorsunuz. Sizi düşünmeye sevk ediyor. En sonunda bir bakmışsınız ki siz de bir düşün parçası olmuşsunuz..

Aslında bu düşün tek gayesi Bünyamin'i düşlerin içinde eğitmekti. Hem de düş olduğunun farkına varmadan her şey gerçekten yaşanıyormuş gibi. Kitap işte bu yüzden çok ilginç..

"Düşünüyorum öyleyse varım.."dan ziyade "Düşlüyorum öyleyse varım.." diyen bir anlayışın hakim olduğu bir dünyanın içinde kendinize bir yer bulmak isterseniz bu kitap tam size göre. O halde yazarla yolculuğa hazır mısınız?

Büyük Efendi hayatını kurtaran delikanlıyı tepeden tırnağa süzdükten sonra:
-Sen Cerrah değilsin dedi. Bunu nereden öğrendin ve ne için öğrendin?
Bünyamin artık bir kahraman gibi davranması gerektiğini anlamıştı. Ebrehe'nin hayatını kurtaran numarayı babası Uzun İhsan Efendi'den öğrendiği halde;
"Bunu nereden öğrendiğimin hiçbir önemi yok", dedi. "Amacım seni kurtarmak değildi. Sadece bu yöntemin etkili olup olmayacağını görmek istedim. Niçin öğrendiğime  gelince; ben bu dünyaya bilmek için geldim. Benim için kutsal bir şey varsa o da bilgidir. Gerek bu dünyanın, gerekse öte dünyanın bilgisi. Bu yüzden öğrendiklerimi akıl terazisinde tartıp doğru olup olmadıklarına bakarım."

Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera, insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı.

Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan.
Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağı'na varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl, böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünya haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünya'nın kendisini hiç görebilir mi?

Ateş dediğimiz güç, nasıl ki odunla beslenirse, akıl da bilgi ile beslenir. Ve ben tahmin edebileceğinin çok üstünde bilgiye sahibim. Hatta senin hakkında bile.

Bir karar verebilmek için babasının atlasını  bu yüzden açmak zorunda kaldı ve "hayatını öne sürüp, sırrı bulmak için yola çıktı" cümlesini okudu. Sanki denizin derinliklerine dalacakmış gibi derin bir nefes aldı. Kararını vermişti. Özgürlük duygusu, özgürlüğün kendisine galip gelmiş. Bünyamin sırrı çözmeye ant içmişti.

Seni yakından incelemek istedim. Böylece güçsüzlüğün ve silikliğin ne olduğunu öğrenme fırsatı buldum. Aynı zamanda gücün ve her türlü iktidar tutkusunun da ne kadar büyük bir erdemsizlik olduğunu da bu sayede gördüm. Hayatta kalabilmek için bizler kadar çaba göstermiyordun. Yok edilmeye belki çoktan razıydın. Senin amacın varlığını sürdürmek değil de sanki bambaşka bir şeydi. Sen bir şahittin. Evet artık bundan eminim. Kesinlikle bir kahraman değildin. O küstahça sözleri de sanki biri kulağına fısıldıyor ve benimle adeta alay ediyordu. Sanki benim, onların ve herkesin başına gelen bütün şeyler senin görmen, öğrenmen içindi. Güçsüz biri olan sen, her çeşit iktidarın sahibi olan benim üzerimdeydin. Çünkü olaylara müdahale etmeden hepimizi gören, seyreden sendin. Seni ezdiğimizde ağlıyordun. Güçsüzlük belirtisi olarak yorumlanabilen bu şey aslında senin yaşamındı. Oysa biz taşlar kadar güçlü, bir o kadar da cansızdık."

...... her baba oğluna bir şeyler öğretmek, ona doğru ve gerçek olanı göstermek ister. Oysa benim sana düşlerimden  başka verebilecek bir şeyim yoktu. O yüzden sana şimdi elinde tuttuğun garip kitabı verdim. Ama ne yazık ki dünyayı gösteremedim. Sana aslında Katip Çelebi'nin Cihannüma adıyla tercüme edip bana bir nüshasını hediye ettiği Atlas Minor gibi bir eser bırakmak isterdim. Oysa dünyaya sırtını çeviren benim gibi birinin zihninde boşluktan başka ne olabilir ki? Kendisinden düşler yarattığım boşluğun atlasını, Atlas Vacui'yi bu yüzden yazdım: Sen okuyasın diye değil yaşayasın diye..

Herkese keyifli okumalar dilerim..

26 yorum:

  1. Ben de çok merak ediyorum bu kitabı okuyacaklarımın arasında :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de merakla okudum ve okuduğuma pişman olmadım.Okuduğunuzda da yorumunuzu beklerim.:)

      Sil
  2. Yıllardır okumaya çalışıp bir türlü kısmet olmayan kitaplardan biri ama kesin okuyacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de hep okuyacaklarım arasındaydı. Sonunda zamanı gelmiş olacak ki okuyuverdim. Size de keyifli okumalar dilerim :)

      Sil
  3. Güzel bir kitaptı.Teşekkür ederim.Sizinde yorumunuza sağlık:)

    YanıtlaSil
  4. Bu kitapla çok karşılaştım ama bir türlü okuyamadım. Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık. Artık bu kitabı okumanın zamanı de gelmiştir demek ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herşeyin bir zamanı var gerçekten. Kitabın da okuma zamanı gelmişse okuyun mutlaka derim. Bol okumalı zamanlar diliyorum size.

      Sil
  5. Çok güzel başarılar

    YanıtlaSil
  6. Çok merak edip okumak istediğim kitaplar arasında bu, kimi görsem beğeniyor benim de merakım artıyor. :D

    YanıtlaSil
  7. Boşluk Atlas'ı... bir önceki yazı ile ne kadar tamamlayıcı olmuş. Bu kitapta bence katip Çelebi'nin kitabı kadar kıymetlidir:) zira boşluk ki içine her bir şeyi sığdıracak kadar kıymetlidir. Kitabı en koşa sürede edinip okumak duygusu uyandırdı yazınız bende . Emeğinize sağlık. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında boşluk yazısının ardından bu kitap tamamen tesadüf oldu.:) Boşlukları keşfetmek ve güzel bir şekilde değerlendirmek gerek.Kitabı da umarım en kısa zamanda okursunuz.Sevgiler:)

      Sil
  8. Ne kadar ilginç bir kitap okumalıyım:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biraz değişik bir kurgusu var.İyi okumalar diliyorum size.:)

      Sil
  9. Merakınızı ortadan kaldırın bence derim.Umarım okuduğunuzda seversiniz.:)

    YanıtlaSil
  10. Rüyaya yatarak Dünya atlası çıkarmaya çalışması,çok ilginçmiş gerçekten...

    YanıtlaSil
  11. merak edilenler arasına bir tane daha girdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de merak ettiklerim her geçen gün artıyor.:)

      Sil
  12. bu yazardan okuduğum tek roman bu ama hiçbişi hatırlamıyom yaa ama iyi yazar ivit :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bence de iyi yazar.:) Birşey hatırlar mıyım hatırlamaz mıyım bunu yıllar gösterecek.:)

      Sil
  13. Not alayım bir yere paylaşım için teşekkür ederim :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Notunuzu kaybetmeyin sonra:) Yorumunuz için teşekkür ederim.:)

      Sil
  14. İhsan Oktay Anar'ın etkileyici romanı Puslu Kıtalar Atlası, İlban Ertem'in 5 yıl süren emeği ve masalsı çizgileriyle çizgi roman olarak 2015 yılında yayımlandı......
     "Dünya bir düştür. Evet, dünya bir masaldır." 


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çizgi romanına da bir göz atmak isterim.Evet,dünya bir masal bazen sonu güzel bazense kötü biten.Biz de payımıza düşen karaktere bürünüyoruz bu masalın içinde.:)

      Sil